• 29.03.2024 Cuma
    • USD Alış : 32.2370, USD Satış : 32.3662
    • EUR Alış : 34.7945, EUR Satış : 34.9339
    • SAR Alış : 8.5368, SAR Satış : 8.6815



ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey: İdlib'de BM liderliğinde siyasi bir çözüm olmasını istiyoruz

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey, "İdlib'de Türkiye gibi ABD'nin, Arap dünyasının, AB ve NATO'nun da sorumlulukları var. BM liderliğinde siyasi bir çözüm olmasını istiyoruz. Bir askeri çözüm kabul etmiyoruz." dedi.

İSTANBUL (AA) - İletişim Başkanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde "Uluslararası İdlib Konferansı" düzenlendi.

Moderatörlüğünü SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat'ın yaptığı "İdlib Sorunun Çözümü Üzerine Uluslararası Camia ve Örgütler Ne Yapmalı" başlıklı oturumda konuşan ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, özellikle Suriye ve İdlib halkıyla dayanışma içinde olduklarını vurgulamak istediğini söyledi.

İdlib'de yaklaşık 3 milyon insanın yaşadığını kaydeden Jaffrey, "Bu insanlar İdlib'de çok zor şartlarda yaşıyorlar. Esed rejiminin baskısına maruzlar. Esed rejimi, bir kez daha vatandaşlarının umurunda olmadığını göstermiş bulunuyor. Çok acımasız saldırılar düzenliyor sivillere karşı. Bu durum sadece ABD hükümetinin görüşünü yansıtmıyor. Aynı zamanda başka bağımsız kuruluşların Suriye'den hazırladıkları raporlardan bu durumu görüyoruz. Birleşmiş Milletler yetkililerine sunulan raporlarda da bu görüşler tekrar ifade ediliyor." diye konuştu.

İdlib'le dayanışmanın özellikle insani yardım noktasında son derece önemli olduğunu kaydeden Jeffrey, şöyle konuştu:

"İdlib'de daha önce görülmemiş boyutlarda insanı bir kriz yaşanıyor. Belki de 21. yüzyılın en büyük insanı kriz yaşanıyor. Suriye sınırında BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de bu görüşü tekrarladı. Ancak burada sadece bir insanı krizden bahsetmiyoruz. Mesela kimyasal silah kullanımı daha önce gördük. Suriye'de kimyasal silah kullanımını sadece BM kararlarının ve uluslararası anlaşmalarının ihlali değildir. Kitle imha silahları kullanmanın ötesine geçen bir durum söz konusudur. Esed rejimin genellikle attığı adımların bütünün yansımasıdır."

Jeffrey, Rusya ve İran'ın attığı adımların İdlib'de kritik bir noktaya geldiğini, İdlib'in artık Suriye ihtilafının merkezi haline dönüştüğünü kaydetti.

1930'lu yıllarda uluslararası toplumu zorlayan durumlar olduğunu hatırlatan Jeffrey, "Özellikle Güney Çin Denizi'nde, Kırım'da huzursuzluk yaratan şeyler vardı. Ancak İdlib'de yaşananlar uluslararası sisteme meydan okumaktadır. Bu durum birçok ülkeyi de etkilemektedir. Açık veya kapalı biçimde bu sürece dahil olan çok sayıda ülke var. Türkiye'nin rolünün ne olduğunu biliyoruz. Bunların kim olduğunu hepimiz biliyoruz. Rusya, İran, Lübnan'da Hizbullah, koalisyon güçleri ki başında ABD var. Kuzey doğuda ve güneyde çeşitli operasyonlar düzenliyor bu güç. Aynı zamanda İsrail hava kuvvetlerinin bölgede İran'a karşı operasyonları olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda bu güçler arasında bir ihtilaf olması da söz konusu. Türkiye ve Rusya'nın İdlib'de bir ihtilaf yaşama olasılığı çok yüksek. Dolaysıyla uluslararası düzen açısından ciddi bir risk var. Söz konusu riskin kaynağı kolektif güvenliğe karşı bir tehdit olabilir. BM şartına karşı bir tehdit olabilir. Ya da doğrudan bir asgari bir çatışma olur." değerlendirmesinde bulundu.

Suriye sınırında komşu ülke konumunda olan Türkiye'nin, güvenlik konularında birtakım sorumlulukları olduğunu ifade eden Jeffrey, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin diğer komşularının da benzer sorumlulukları var. Aynı zamanda ABD'nin, Arap dünyasının, Avrupa Birliği'nin ve NATO'nun da sorumlulukları var. Biz bütün bu ülkelerin sorumluluklarına dahil olmasını istiyoruz. BM liderliğinde siyasi bir çözüm olmasını istiyoruz. Bir askeri çözüm kabul etmiyoruz. Suriye devletinin Rusya ve İran'la beraber yaptıklarının ne olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Her düzeyde çok hızlı bir şekilde çalışmalarımızı devam ettirmemiz lazım. Başkan Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın direkt olarak insani yardım konusunda ne yapılacağına dair konuşmaları da gündemde."

05.03.2020