PEKİ ORTADOĞU NEYİN KISKACINDA DEBELENİYOR?
“İNSANLIK sekülarizmin kıskacında debeleniyor” demiş yeni Diyanet İşleri Başkanı...
*
Kendisine soruyorum:
*
Peki... Şehirlerin göbeğinde, masum insanların içinde kendilerini “Allahu ekber” diye patlatanlar neyin kıskacında debeleniyor hocam?
*
Peki... Kendi ülkelerinde kadınlara araba bile kullandırtmayan ama kendi ülkelerinin dışına çıktıklarında süper lüks yatlarda mankenlerle günlerini gün eden Körfez sultanları neyin kıskacında debeleniyor hocam?
*
Peki... Afganistan’dan Pakistan’a, Suriye’den Yemen’e, Irak’tan Mısır’a... İslam dünyasını kana, yoksulluğa ve perişanlığa sürükleyenler neyin kıskacında debeleniyor hocam?
*
Peki... Eğitimde geri kalmış, bilimsel buluşlarda geri kalmış, demokraside geri kalmış, refahta geri kalmış İslam dünyası, neyin kıskacında debeleniyor hocam?
SADECE ERDOĞAN MI KEMALİST OLDU?
DOĞU Perinçek demiş ki:
“Tayyip Erdoğan İslami Kemalist oldu.”
*
İyi de Doğu Perinçek, sadece Erdoğan Kemalist olmadı ki!
*
Mesela...
Ortadoğu’daki gelişmelere bakıp da “Allah razı olsun Atatürk’ten” diyen o kadar çok imam hatipli var ki...
Neredeyse “İmam hatipli Kemalistler” diye dernek kuracaklar.
Mesela...
Bir zamanlar Kemalizm eleştirileri yapmakla meşhur olan liberaller, öyle bir “Affet bizi Kemalizm” noktasına geldiler ki...
Neredeyse “Liberal Kemalistler” diye dernek kuracaklar.
*
Mesela...
Resmi tarih tezine itiraz etmeyi alışkanlık haline getiren tarihçiler, “Fesli Kadir” olayından öyle bir gına getirdiler ki...
Neredeyse “Kemalist tarihçiler” diye dernek kuracaklar.
ERDOĞAN HER AN ŞÖYLE DİYEBİLİR
“ŞU Erkan’lar, şu Nimet’ler, şu Hüseyin’ler, şu Ömer’ler, şu Nabi’ler, şu İsmet’ler bakan olmasaydı... Milli eğitimi ne güzel idare ederdim.”
DAHA KOLAY
TEOG’u kaldırmak...
Şöyle Robert Kolej falan ayarında, kalitesi yüksek, parmak ısırtan bir imam hatip sistemi oluşturmaktan...
Çok daha kolay...
İŞTE BÖYLE OTURURSUN MACRON MACRON
“FRANSA’ya cumhurbaşkanı olmamın en talihsiz yanı Erdoğan’la 10 günde bir konuşmak zorunda kalmam” demişti Macron.
*
Fotoğraftaki Macron’un...
Ezilip büzülmesine, suçlu bir çocuk gibi kaçamak bakışlar fırlatmasına ve bir imam hatipli gibi mahcubiyet yaşamasına baktığımızda...
“Adam haklıymış, gerçekten de Erdoğan’la görüşmek zorunda kalması kendisi açısından talihsizlikmiş” demeyelim de ne diyelim?
FETÖ’CÜ AMİRAL İÇİN BİLİRKİŞİLİK YAPIYORUM
CHP’li Eren Erdem’in ta gençlik yıllarında başında takkeyle çekilmiş bir fotoğrafını yayınlayıp...
“İşte Eren Erdem’in Işıkevleri’ne takıldığı günler” falan diye yayın yapmışlardı.
*
Ben de o zaman...
“Eren Erdem’in elinde sigara var. Işıkevine sigarayla yaklaşılamaz bile. Çünkü FETÖ’cüler iflah olmaz sigara karşıtıdır” falan diye bir yazı yazmıştım.
*
Ömer Faruk Harmancık adlı uyanık bir FETÖ’cü amiral, mahkemedeki savunmasında benim bu yazımı gündeme getirerek şunları söylemiş:
- Ben 16 yaşından beri kesintisiz sigara içiyorum.
- Akciğer filmlerimin çekilerek dava dosyasına dahil edilmesini istiyorum.
- Ahmet Hakan’ın davada bilirkişi olmasını, eğer olmazsa tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum.
*
Mahkemeye kadar gitmeme gerek yok.
Buradan bilirkişilik yapıyor ve şu ifadeyi veriyorum:
*
Doğrudur, FETÖ gerçekten de iflah olmaz bir sigara karşıtıdır. Doğrudur, adamlarına her şeyi yaptırırlar, bir tek sigara içirmezler.
Ama şu da doğrudur:
Konu askeriyeye adam sızdırmaya gelince... Bunlar adamlarına sigara da içirirler, eroin de...
*
FETÖ’cü amiral Ömer Faruk Harmancık, benim bu ifademi mahkemeye sunabilir.
ŞEYMA İLE ACUN DÜĞÜNÜNÜN EN’LERİ
- EN KOMİK TARAFI: Şeyma’nın bir odada bornozla “İçimden geldi, dans ettim, ben böyleyim, kahretsin” edası takınarak çılgınca dans ederken... Özel tutulmuş, bir örnek giydirilmiş yedi özel fotoğrafçı tarafından görüntülenmesi.
*
- EN İRONİK TARAFI: Şeyma’nın Instagram kullanımını acayip abartması... Ve tam da bu nedenle Instagram’ı icat edenlerin, “Abi işe bak ya! Biz icat ettik ama biz bile bu kadar kullanmadık bu zamazingoyu” demeleri...
*
- EN TRAJİK TARAFI: Şeyma’nın düğün olayına dört elle sarılması... Buna mukabil... Acun’un “Kızcağızın gönlü olsun diye girdik bu işlere” der gibi dudaklarına aldırışsız bir kıvrım kondurup olaya kendini tam vermemesi...
*
- EN MASRAFLI TARAFI: Story’ler, mood’lar falan... Şeyma’nın sosyal medyatikliği abartması ve bu yüzden memleketimizin tüm gariban insanlarının adil kullanım kotasını mahvu perişan eylemesi...
*
- EN ACIKLI TARAFI: Şeyma’nın minnacık çocuğunun “Anne çok ses yapıyorsunuz”demesi üzerine... Şeyma’nın minik çocuğa “Anneciğim çok ses” diye cevap vermesi ve kayıtsızca gürültü yapmaya devam etmesi.
*
- EN GOL TARAFI: Düğünün yapıldığı gün, Acun’un televizyon kanalında “Salak Milyoner” isimli bir filmin gösterilmesi... Ve bunun sadece enteresan bir tesadüfolup olmadığının bir türlü belirlenememesi...
*
- EN YENİ TARAFI: “Gelin arabası”nın gitmesi... Onun yerine “Gelin uçağı”nın gelmesi... Bu yüzden mahallenin bıçkın delikanlılarının içinde para olan zarflarıkapmak için bir yöntem bulamamaları...
ÖLÜM YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE
RUHİ SU’DAN DİNLENMESİ GEREKEN YEDİ TÜRKÜ
BİR: Ben melamet hırkasını kendim giydim eynime...
-
İKİ: Bilmem şu feleğin bende nesi var...
-
ÜÇ: Drama Köprüsü...
-
DÖRT: Çanakkale içinde vurdular beni...
-
BEŞ: Deniz üstü köpürür...
-
ALTI: Altın hızma mülayim...
-
YEDİ: Evlerinin önü mersin...
Kaynak: Hürriyet
