• 26.04.2024 Cuma
    • USD Alış : 32.4519, USD Satış : 32.5820
    • EUR Alış : 34.7988, EUR Satış : 34.9382
    • SAR Alış : 8.5935, SAR Satış : 8.7391



  • 31 Mart 2019’da gerçekleşecek olan mahalli idari seçimi için geri sayım başladı.Bilindiği gibi bir tarafta Millet ittifakına mensup CHP ve İYİ Parti’nin HBB adayı mevcut başkan Lütfü Savaş,diğer tarafta AK Parti ve MHP’nin ortak adayı İbrahim Güler yarışıyor.Ne ilginç bir durum ki bu on yıllar sonra konuşulacak bir konudur.MHP milletin kendisine yüklediği muhalefet göreviyle siyaset sahnesinde dururken diğer bir taraftan da iktidar ortağı gibi bir misyon üstlenmiş olması çok enteresan bir paradokstur.İttifak dışı kalan partiler de Saadet Partisi ve DSP bu yarışa kendi başlarına yürüttükleri çalışmayla dâhil görünüyor.Seçmen sayısı Hatay’da netleşti.Bu seçimde oy kollanacak olan 1.016.175 seçmen sayısının yaklaşık 900 binin sandığa giderek oy kullanması bekleniyor.Bu rakamlara bakıldığında 2014 Yerel seçimlerine kıyasla beş yılda 110,84 seçmen artışı olduğu görünüyor.Gelelim Hatay Büyükşehir Belediyesini kazanabilmek için adayların yukardaki verilerde tutturması gereken oranlara.Saadet Partisi ve DSP toplam seçmenin çok düşük bir yüzdesi ile seçimi tamamlayacağını düşünüyorum.Şüphesiz burada Saadet Partisi ve DSP‘yi küçümsemek adına söylemiyorum zira her iki siyasi parti de geçmişte bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmuş kitleleri kendine inandırmayı başarabilmiş partilerdi.Bu yarışın en iddialı iki ittifak cephesi arasında geçeceği ise aşikârdır.Dönelim iktidar partisinin ve muhalefet partisinin üzerinde uzlaştığı Cumhur ittifakı adayı İbrahim Güler’e.

    Güler;Seçildiği Hatay Ak Parti İl Başkanlığı koltuğuna oturur oturmaz siyaset camiasında gözler üzerine çevrildi.Öncesinde de AK Parti saflarında çeşitli kademelerde görev almış olması kendi teşkilatları açısından önemli bir referans olarak kabul gördü.Genç,ekonomisi güçlü,güler yüzlü, idealist,teşkilatçı,eğitimli ve iş dünyasında genç yaşında büyük başarılara imza atan bir isim olması sadece AK Parti saflarında değil diğer siyasi partilerin kulislerinde de şahsına yönelik duyulan ilgiyi ve teveccühü arttırdı.Kurduğu çok ortaklı gemi taşımacılığı şirketi (Ro-Ro) Hatay ekonomisine sağladığı olumlu katkılarla daha da dikkat çeker hale geldi.Antakya Ticaret Odası tarafından memleketimizin Medar-ı iftiharı diye kabul gören gemi taşımacılığı şirketi bugün sadece Hatay ekonomisine değil Türkiye ekonomisine de çok ciddi artı değer katmaktadır.Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilan edildikten sonra seçim kampanyasına olabildiğince geniş kitlelerle adım atan Güler’in seçim kampanyası boyunca izlenimimde güçlü ve zayıf kalan yönlerine değineceğim.

    Yarınki ''Millet İttifakı mı?''Konu başlıklı yazımda ise;

     Başkan Lütfü Savaş’ın güçlü ve zayıf yönlerini işleyeceğim.Başkan Güler,siyasette yıpranmamış genç ve yeni bir isim olması nedeniyle rakibine nazaran seçim çalışmalarında tanınırlık bakımından açığı kapatmak adına fazla gayret sarf ederken yetişmesi istenen birçok yere ulaşamadığı konuşuldu.Katıldığı bazı programlarda önemli konuları gündeme taşıdı ama bunu daha geniş kitlelere anlatma ve ulaştırma konusunda yeteri kadar organize olamadı.Rakibi tarafından kendisine yöneltilen suçlamalar ve eleştiriler karşısında savunmada zaman zaman yetersiz kaldı.Suriyeliler meselesinde tavrı çok netti.Fakat partisinin geçmişte yarattığı algının önüne geçmekte zorlandı.Çok hata ve yıpranmışlığına dair bir şey yazamıyorum çünkü siyasete dâhil olduğu süreçte HBB kapsamında yetki ve sorumluluk taşıdığı alan meclis üyelerine yönelik İl başkanı olup grup başkanlığı dönemidir.Ki o dönemlerde HBB'nin mecliste bazı kararlarına olumlu yönde bazı kararlarını doğru bulmadıkları gerekçesiyle de olumsuz tutum sergilemiştir. Gelelim güçlü yönlerine;

    -Öncelikle genç,idealist,eğitimli ve iş dünyasındaki başarılı girişimciliği ile Türkiye’de isim yapmış önemli sektörlerden biri haline gelmesi.

    -Yaşam felsefesi ve duruş yönüyle mezhepçi bir kimlik taşımaması ve Hatay’da yaşayan tüm renklerle arasında iletişim kanallarının son derece pozitif durumda olması.

    -Siyaset yaşamı öncesi dahil geçmişten şimdiye bu coğrafyada yaşayan etnik gruplarla arasında gerilime ve sıkıntılara sebep olabilecek somut bir olumsuzluğun olmaması.

    Bunu neye dayanarak ifade ettiğimi elbette merak ederek sorgulayanlarınız olacaktır haliyle! Hemen belirtmek isterim ki yanında çalışan 250-300'e yakın ekmek yiğen alevi şöför ve hatta en mahremine yakın alanlarda çalışanlarına bakıldığı zaman uzun yıllardan beri mezhepçi bir yönünün olmadığını çok somuttur.Zira küçücük bir memlekette kimin mezhepçilik yaptığını bilmek çokta saklı gizli bir bilgi değildir.Mezhepçilikten uzak duran yönüyle seçmenden tam not almaya yakın olan İbrahim Güler’i,sırf bu takdir gören tutumu ve duruşuna binaen bugün alevi camiasında iş dünyasının en güçlü sermayesini temsil edenler arasında Sedat Aslan, Kamil Sağ, Erdoğan Ray, nakliyeciler,ihracatçılar kanadında ise önemli isimlerin yanı sıra Hatay’ın çeşitli bölgesinde binlerce,yüzlerce insana istihdam sağlayanlar desteklemektedir.Hatay’ın birlik beraberlik ve kardeşlik dokusununun gelişiyle birlikte zedelenmeyeceğine inananlar net taraf olmuştur.Bu seçimde ilk defa AK Parti kendi tabanı dışında bir tabanla bu önemli hassasiyetten ötürü tanışacak gibi görünüyor.Samandağ’da Çevlik-Arsuz arası bölgeyi bugüne kadar CHP dâhil olmak üzere hemen hemen her iktidar yok saymışken bugün İbrahim Güler’in o bölgeye el atması ve orayı Turizme kazandırmak için gösterdiği çaba her kesim tarafından takdire şayan bir konu olarak konuşulmuştur. Hatay Valisi Sayın Rahmi Doğan’ın da bölgeyi yerinde inceleyerek kısa bir süre önce ihalesi gerçekleşen yolla özel olarak ilgilenmeside çok önem taşımıştır.Bölge insanının ekonomisini çok ciddi canlandıracak olan bu yolun yapımına başlanmış olup 29 Ekim 2019 tarihine kadar da tamamlanmış olacağı bilgisi tüm Samandağ ve Arsuz sınırlarında yaşayan halkı çok büyük bir sevince boğmuştur.Zaten yansımalarını da kısa bir süre önce İbrahim Güler’in Samandağ’da gerçekleştirdiği açık hava toplantısının adeta bir miting havasında geçmesi önemli bir göstergedir.Seçim sürecinin ilk başlangıç döneminde köşemde konuya ilişkin yazdığım yazıda demiştim ki“Bu seçim hizmet yarışı seçimi olacak.”Partilerden çok adayların nitelikleri ve özellikle toplumun kanayan yaralarına çözüm üretirken güven veren yönleri çok etkili olacak.Aynı noktadayım.Alevi bölgelerin yıllardır kayıtsız şartsız CHP’ye verilen desteğe rağmen özellikle işsizlik ve hizmet konusunda yaşadıkları hayal kırıklığı gerçeğini de ifade etmeden geçemeyeceğim.Nedenlerini 1 Nisandan sonra daha kapsamlı şekilde işlemeyi daha doğru buluyorum.Başkan adayı Gülerin seçim kampanyası boyunca en dikkat çeken söylemlerinden biride ki bunu her açık hava ve kapalı toplantılarında ifade etmektedir.İşsizlik meselesi!Bu konu etkileyici bir konudur.Özellikle gençlerimizin işsizlik meselesi yüzünden içinde boğuldukları bu sorun ve yurt dışında çalışan gurbetçilerimizin vatan topraklarından,ailelerinden uzakta çoluk çocuklarını tanımadan geçip giden yılların hikâyelerine değinmesi seçmeni önemli ölçüde etkiledi.İktidar mensubu bir adayın bu gerçekleri ifade ederek konuya dair çözüm vaadi ilerisi için önemli bir açıklamadır.Bu seçimde Büyükşehir belediyesini alacak olan taraf ortalama 450 bin civarında oy alması gerekmektedir. Her iki aday da kampanya boyunca oy alamadıkları bölgeleri oldukça ciddiye alarak çalışma yürütmüştür.Bu çalışmaların vaatlerin karşılık bulup bulmayacağına sandıkta cevap verecek olan elbette seçmendir. Kafası ilk kez partizanlıktan çok adayın niteliğine odaklanmış olan seçmen deyim yerindeyse sandığa gidene kadar adayların ağzından çıkan her sözü süzgeçten geçirerek karara dönüştüreceğini düşünüyorum.