Son günlerde ülkemizde ve bölgemizde Ortadoğu coğrafyası üzerinden yükselen gerilim sonucu Suriye’nin İdlip kentinde sayısı azımsanmayacak kadar askerlerimizi toprağa Şehit verdik.Bir o kadar yaralı askerimizin tedavileri devam etmektedir.Şehitlerimize yüce Allahtan bir kez daha rahmet ailelerine ve ulusumuza sabır, yaralı askerlerimize acil şifalar dilerim. Ulusumuzun başı sağ olsun.Ülke olarak yasa boğulduk. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor artık. Ülkesine, diline ve bayrağına yürekten bağlı olan tüm vatan evlatlarının yüreğine düşmüş kor bir ateş olarak hepimizi yakıyor.Bu yangın,bu ülkede vatan uğruna gözünü kırpmadan feda olabilecek vatanseverlerle vatan bayrağı altında vatana ihanet etmeye salya akıtacak işbirlikçi vatan hainleri arasında bir mücadeleye doğru yol alıyor.Dış politikada bugüne kadar hükümetin aldığı kararlar ve yaptığı hamleler tartışmaya açık bir konu olarak kenarda dursa da,son günlerde Sn.Cumhurbaşkanı’nın ağzından sıklıkla tekrar edilen bir cümle aslında geçtiğimiz 9 yılın özetini açıkça ortaya koymuştur.Her ne kadar hükümetin dış politikada ki yanlışlarına eleştirisel yaklaşsak ta iktidarı temsil eden en yetkili ismin ağzından dökülen cümleler tarihi bir önem taşıyor. Sn.Cumhurbaşkanı Dolmabahçe çalışma ofisinde partisinin milletvekillerine hitaben yaptığı açıklamada;Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye’dir.Suriye’de istediklerini alanlar namluları hemen Türkiye’ye çevirecektir. Bugün Suriye’yi fiilen üçe bölenlerin Türkiye’nin bütünlüğüne saygı göstereceklerini beklemek gafletten öte bir durumdur. İfadesini kullandı. Sözlerine devam ederken çok daha derin ve düşündürücü ifadelerle yer veren Erdoğan;Meseleyi sadece İdlip parantezinde değerlendirmek bizi yanıltabilir.Burada asıl bakılması gereken Türkiye’nin bütünü ile bir Suriye politikasıdır.Şayet biz bugün Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinden arındırmaz isek yarın karşılaşacağımız manzara açıkça ortadadır. Bugün kamışlıda, resul ayn’da,tel abyâd ta,cerablus ta,münbiçte,el abyâd ta,İdlip te vermediğimiz savaşı yarın Şırnak’ta, Mardin’de, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te, Hatay’da vermek zorunda kalırız.Dedi.İşte meselenin en can alıcı noktası bu illeri hedef alan planların arkasında ki güçlerin değirmenine su taşıyıp taşımamak konusunda ulusal birliğimizin duruş ve azmidir.Rus haber ajansı Sputnik’in İngilizce sayfasında geçtiğimiz günlerde Hatay ile ilgili skandal bir haber yayınlandı.Söz konusu haberde Hatay için‘Çalıntı bölge’ tabirinin kullanılması dikkat çekti.Sınır komşumuz olan Suriye ile 9 yıldır devam eden gerilimin son aşamasına geldiğimiz günlerde Rus medyasının Hatay konusuna dikkat çekmesi zamanlama bakımından manidardır.Uluslararası emperyalist güçlerin uzunca bir süredir bölgemizde kurguladıkları ve hayata geçirmek için adım adım ilerlemeye çalıştıkları Ortadoğu batağına ülkemizi ve bölgemizi çekmek isteyenlerin kirli ve kanlı senaryoları gün yüzüne çıkmaya başladı.Bizlerin bu hassas dönemde hükümetin tüm yanlış politikalarına rağmen esas olan devletimizin ve Cumhuriyetin kuruluşu itibari ile Ulusumuzun en şanlı tarihini yazan Silahlı Kuvvetlerimizin her anlamda yanında yer alarak zorlu günleri atlatmak durumundayız.Bizim başka bir vatanımız başka bir devletimiz yoktur.Bizler Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere emanet ederek atalarımızın şehit kanlarıyla kazanılmış bu topraklarını hiçbir koşulda başkalarının göz dikmesine ve üzerinde farklı emeller gerçekleştirmesine fırsat vermemeliyiz. Hükümetler gelip geçicidir.Dün kimler gelip geçti ise bu kadrolardan,yarın da bugün olanlar geçip gidecektir.Burada esas olan tek gerçek devlettir.Devletimizin içine bir şekilde sızmış ya da sızmak için şekilden şekile giren işbirlikçiler karşımıza değişik maskelerle çıkabilir. Özellikle Hatay’da bu konuda her zamankinden çok daha fazla dikkatli ve tedbirli olmak durumundayız.Bu topraklar kolay kazanılmadı.Milli mücadeleye destek vererek kazanılan zaferin Erzin’den Samandağ’ına kadar her bir kilometre taşının altında atalarımızın kan damlaları mevcuttur. Alevisi,Sünnisi ile,Ermenisi Hırıstiyanı ile, bu topraklarda yaşayan her renk ile gün birlik ve baraberlik şiarıyla vatan topraklarına sarılma günüdür.