• 19.04.2024 Cuma
    • USD Alış : 32.4324, USD Satış : 32.5624
    • EUR Alış : 34.6316, EUR Satış : 34.7704
    • SAR Alış : 8.5870, SAR Satış : 8.7325



  • 15 TEMMUZ ÖNCESİ, SİYASİ İKTİDAR VE İSTİHBARAT NE YAPTI? (6)

    Benliğini, aklını, mantığını Pensilvanya’yla perçinlemiş on binlerce subay ve astsubay, kışla sınırları içinde izlendiği için mi darbe yapacak güce ulaştılar?

    Siyasi iktidar kanadına gelince. Siyasi iktidar, zaten 2002’den 17/25 Aralık 2013’e kadar, gerek yurt içi gerekse yurt dışında FETÖ’ye ¨Hizmet Hareketi¨/¨Hocaefendi¨ yaklaşımıyla her türlü kolaylığı gösterdiğini kabul etmiş ve bu gerçeği çeşitli ortamlarda dillendirmiştir.

    2004 yılında, Milli Güvenlik Kurulu’nda Gülen cemaatinin yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerine dönük ¨eylem planı¨ hazırlanması yolunda tavsiye kararı alınmış; ancak bu kararı Siyasi İktidar uygulamamıştır.  2010 yılında, Gülen cemaati ¨Milli Güvenlik Siyasi Belgesi¨nde bir tehdit olmaktan tümüyle çıkartılmıştır. Gülen cemaati 2004’ten itibaren Devlet kademelerinde tehdit olarak algılasaydı, FETÖ güçlenerek 15 Temmuz’a gelebilir miydi? Cevap: Elbette hayır...

    DEVLETİN İSTİHBARAT KURUMLARI NE YAPTI?

    Galat-ı Meşhur 7: Devletin İstihbarat kurumları, darbe tarihini tespit edememelerinin gerekçesini, ¨TSK içinde istihbarat toplama yetkisinin olmadığına¨ dayandırmaktadırlar. Eğer, 12 Eylül 1980’de olduğu gibi emir-komuta zinciri içinde bir darbe faaliyeti olsaydı, bu gerekçe doğru sayılabilirdi. Fakat 15 Temmuz hain darbe girişimi, sivil bir cemaat tarafından planlandı. İddianamelerin incelenmesinden anlaşılacağı gibi darbenin hazırlığı askeri kışlalar dışında cemaat evlerinde de yapıldı. Kışla dışında, sivil evlerde yapılan darbe hazırlıkları hakkında MİT ya da diğer devlet istihbarat kurumlarının istihbarat toplamasını engelleyici bir yasa hükmü mü var? Yıllardır devam eden abi/abla yapılanmasına sızmayı engelleyici bir kanun mu var? Yüksek Askeri Şura (YAŞ) çalışmalarında, yükseltilecek general/amirallerin güvenlik araştırmalarının yapılmasında bir engel mi vardı? Hele 17/25 Aralık 2013’ten sonra, devletin zirvesinde mücadele kararlılığı varken, kışla dışında cemaat yapılanmasının ve toplantılarının izlenmesine dur diyen bir kanun mu vardı?

    MİT’in Meclis Darbe Araştırma Komisyonu’na gönderdiği raporda; MİT’te darbe girişimi öncesi 181 FETÖ’cü personele işlem yapıldığı ve bu nedenle 15 Temmuz’da emirlere uymayan personelin bulunmadığı ifade edilmiştir. MİT, kendi teşkilatından 15 Temmuz’dan önce 181 FETÖ’cü personeli etkisizleştirirken; darbe girişiminde bulunan TSK’daki general/amiraller hakkında YAŞ sürecinde güvenlik soruşturmasında ne işlem yapıldığı sorusu anlam kazanmaktadır.

    Devletin istihbarat kurumları, kışla içinde istihbarat toplayamadıklarından dolayı darbe tarihini tespit edemediklerini söylemektedir. TSK da, ¨şüpheli personeli kışla dışında izleyemedikleri¨ gerekçesiyle 15 Temmuz’a geliş sürecinde çaresiz kalındığını belirtmektedir. Kışla dışında izlenemediği doğru. Peki, benliğini, aklını, mantığını Pensilvanya’yla perçinlemiş on binlerce subay ve astsubay, kışla sınırları içinde izlendiği için mi darbe yapacak güce ulaştılar? Biat eden bu müritlere sicil verirken, ödüllendirirken, yurt dışı görevlere gönderirken, general/amiral yaparken, kilit makamlara seçerken; ¨Askerlik Andı¨na bağlı personel için incelemede gösterdiğiniz titizliği sergilediğiniz için mi TSK’yı neredeyse kontrol altına aldılar? Kışlalarda yapılan darbe toplantılarından da mı hiç haberiniz olmadı? TSK’daki FETÖ yapılanmasına ilişkin gelen ihbar ve bilgileri ciddiye alıp incelediğiniz için mi karargâh tümüyle FETÖ’cülerin ellerine geçti? Peki, ¨bir komutan birliğinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumludur¨ ilkesini de mi unuttunuz?

    Darbeler tarihi incelendiğinde, diğer darbelerden farklı olarak, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin gizli bir şekilde yapılmadığı ortaya çıkar.  Hatta 15 Temmuz, davulla zurnayla geliyorum dedi. Davul ve zurna sesleri gelirken, özellikle 2011-2015 dönemi Silahlı Kuvvetler komuta heyeti görmek ve duymak istemedi. 2011-2015 döneminde darbe girişimine katılanların rütbelerinin yükseltildiği, ödüllendirildiği, önemli noktalara tayin edildikleri YAŞ listeleri ile belgelendi. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin başarısı için, FETÖ’cü general/amiral ve subayların, en az iki yıllık (2014-2015) atamayla kritik makamlara yerleştirildikleri su götürmez bir gerçektir.

    Kaynak: Gerçek Gündem