• 24.04.2024 Çarşamba
    • USD Alış : 32.4515, USD Satış : 32.5815
    • EUR Alış : 34.6841, EUR Satış : 34.8231
    • SAR Alış : 8.5932, SAR Satış : 8.7388



  • 31 Mart 2019 Yerel seçiminin ardından altı aylık bir zaman dilimi geride kaldı.Tabi Türkiye koşullarına bakıldığında siyaset arenasında rahmetli Demirel’in “siyasette 24 saat çok uzun bir süredir ”sözü geldi aklıma.Bu söz her defasında sürecin başladığı hallerde oldukça derin anlamlar ve sonuçlar ortaya koymuştur.Türkiye’nin neredeyse iki kutuplu bir bölünmeye doğru ilerlediği dönemde dış politikadaki gelişmeler bizlerin zaman zaman karamsarlığı zaman zaman da umudunu yeniden yeşerten gelişmelerle karşımıza çıkıyor.Uzunca bir süreden beri, yani 2011 yılından bu yana komşu ve kardeş ülke Suriye’de başlayan yangınla Türkiye’nin dış politikada ki yanlış hamleleri sonucu,hatalarımızı bu günlerde daha net anlamamıza neden oldu.Dış politikada duygusallığa yer olmaz.Ülkelerin çıkarları ve kazanımları gözetilir.Uluslararası emperyalist güçlerin çıkarlarını ortaya koyan hedef Büyük Ortadoğu Projesi için coğrafyamızı zayıflatmak ve böl-parçala-yönet stratejisini yürütmektir.Zira;bu stratejinin hayata geçirilmesinde en önemli müttefik Türkiye hedeflenmişti.“Türkiye güçlü bir devlet ve güçlü bir ordu”ya sahip olduğu için,hedefteki ilk ülkelerden biri olursa Ortadoğu’da direnişi en güçlü lider ülke konumunda planları alt üst edebilirdi.Bu nedenle emperyalist güçler en güçlü ülke konumunda ki Türkiye’yi içerden ve dışardan dolaylı yollarla zayıflatmak görünürde ise müttefik ülke konumunda idare etme planını işlemeye çalıştılar.Tabi ülkeyi yöneten iktidar zaman zaman devletin en hassas kırmızıçizgi konumunda ki uyarılarına kulak asmadan,hükümeti temsil eden tecrübesiz ve hatta emperyalist güçlere kimi teslim olmuş dış politika temsilcileri yüzünden içinden çıkılması zor girdaplara sürüklemeye vesile oldu.Geldiğimiz nokta da ise geride kalan tüm yanlış politikalar bu günlerde Türkiye ile ilişkileri son derece iyi olan Rusya ve İran’ın desteği ile rayına girmeye hazırlanıyor.Geride bıraktığımız olumsuzluklardan sonra,Türkiye-Rusya-İran görüşmelerinden çıkan olumlu sonuçlar hepimizin daha dikkatli ve iyileştirici adımlarla dış politikadaki toparlanma beklentimizi umutlandırıyor.Bu beklenti özellikle Hatay’da büyük bir huzur ve rahatlık özlemiyle dikkatle takip ediliyor.Bu atılan adımların sonuç vermesi durumunda Hatay en mutsuz iller arasından çıkıp tarihsel sürecine yakışan,dillerin dinlerin renklerin bir arada yaşamaya devam ettiği örnek bir şehir olacağı aşikârdır.Tabi bu hassas süreçte özellikle Hatay’ın siyasi aktörlerine büyük görevler düşüyor.Ayrıştırıcı dilden uzak kaynaştırıcı bir dil,geçmiş hatalardan dolayı suçlayıcı bir dil yerine,ders çıkarılarak dikkatli ilerlenmesi gerektiğini ortaya koyan yapıcı bir dil,siz suçlusunuz biz haklıyız dili yerine hepimizin elbirliği ile başaracağız dili kullanılmalarıdır.Devletin şu süreci daha rasyonel yürütebilmesi için toplumsal huzura önemli bir katkı olacağını ifade etmek istiyorum.

    -Türk Bayrağı-Cumhurbaşkanı Posteri

    -Almanya Mesajları Önemli Adımlar

    Bu beklentimin ilk adımları geçtiğimiz günlerde Türk Bayrağımıza ve Cumhurbaşkanının posterine yönelik yapılan alçakça saldırının hemen ardından Hatay Milletvekili Sn.Serkan Topal’ın TBMM’de yaptığı kınama çıkışının ardından,yine geçtiğimiz pazar Almanya’nın Mannheim kentinde Gadir Hum ve Kardeşlik konferansına davet edilen Hatay Milletvekili ve Dışişleri Komisyon Üyesi Sn. Mehmet Güzelmansur ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr Lütfü Savaş’ın konuşmalarıyla devam etti.Almanya’da ki konferansa bizzat katılarak takip ettim ve konuşmacıların özellikle kardeş ülke Suriye üzerine yaptıkları konuşmanın özetinde bu yangının söndürülmesi gerektiğini,bölgenin siyasi aktörleri olarak ta üzerlerine düşen görevden kaçmadıklarını tam aksine bu meselede üzerlerine düşeni en iyi şekilde yerine getirmek istediklerinin vurgusunda bulundular.O konuşma büyük bir takdir topladı.Özellikle Başkan Savaş’ın konuşmasının satır aralarında çok önemli tarihi durum tespiti ve yapıcı eleştiri vardı.Başkan Savaş konuşmasının bir kısmında dedi ki;” Hatay denince,sanki kaşıdığın zaman kan akacak birbirine düşecek bir toplum olarak algılanır.Niye?Çünkü birçok rengi bir arada bulunduran bir şehir. Onlara göre öyle olabilir ama bize göre Hatay insanıyla çok zengin bir şehir.Hatay’da çok daha önce Museviler yaşamış,bize kardeşlik bağı vermişler.Sonra Hristiyanlar gelmişler onlar da bağı güçlendirmişler.Daha sonra Müslümanlar gelmiş ve daha da güçlendirmiş.Bizler bu sebepten ötürü yıllardır üçümüzün bayramını tek ve birlikte kutluyoruz.Şimdi bu yüzden Hatay denince bakıyorsunuz bütün akbabalar oraya üşüşüyor farkındaysanız.8 yıldır Suriye meselesi var. Suriye’de şu anda iki tane sıkıntılı ülke var.Biri Suriye,birisi Türkiye.Âmâ orada rantı yiyen birçok egemen güç var.Bu egemen güçler bütün sıkıntıları bize bırakıp oradan gidecekler.Ortadoğu’da petrol ve doğalgaz savaşları var.Doğu Akdeniz’de aynı şekilde.Bizim bu şartlarda Hatay’ın ne kadar jeopolitik bir bölgede olduğunu bilmemiz lazım.Yani oyun sadece şu an sadece Suriye üzerinde dönmüyor.Sıra bize gelsin diye adım adım çalışılıyor ve hep Hatay’da bu renkler karıştırılmak isteniyor.Bugün Alevi’ye gidiyorlar, yarın Sünni’ye,o bir gün Musevi’ye,diğer gün Hıristiyan’a,sonra Arap’a,Türkmen’e,Kürt’e derken herkese gidiyorlar.Herkese yaklaşacak bir sebep buluyorlar.Ama şunu bilmek gerekir ki;Ay Yıldızlı bayrağımız gönlerde dalgalandıkça bizler nefes almak durumundayız.O bayrağı birlikteliğimiz ancak dalgalandırır.Bu nedenle Hatay’ı yönetmek Hatay’da siyaset yapmak hakikaten çok zor.Hatay’da ki fırsatları ve dezavantajları çok iyi bilmek gerekiyor.Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün felsefesini benimseyerek onun bize bıraktığı mirası sahiplenip çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakmak istiyorsak bizim yapacağımız en güzel şey birleştirmektir.Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyerek Atatürkçü olunmuyor.Atatürk’ün o zaman ki ruh halini yakalamak gerekiyor.Biz ne zaman Atatürk gibi birleştirirsek o kadar çok kazanırız.Biz kazandıkça ülkemiz kazanır bölgemiz kazanır.”İfadeleriyle büyük bir beğeni ve takdir topladı.

    CHP'de Tünelin Ucunda Işık Görünüyor 

    Bu olumlu esen rüzgârın akabinde ise gelelim CHP'nin Adana’da düzenlediği bölge toplantısına.Ağırlıklı olarak iç meselelerin görüşüldüğü toplantı son derece net mesajlar içerdi.Örgütlenmeden sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı özellikle parti içi kavga ve çekişmelerin son bulması konusunda bir dizi tedbirler aldıklarını ve ayrışma yerine ağırlıklı olarak birleşmenin hâkim kılınacağı bir sürece hazırlandıklarının altını çizdi.İktidarı hedefledikleri bir sürecin baltalanmasına asla müsaade edilmeyeceğinin mesajını verirken parti içinde demokrasiye yakışır birlik ve beraberlik anlayışının başarının temel faktörü olduğuna dikkat çekti.Kısacası CHP bu gelişmelerle belli ki seçmenin uzun zamandır özlem duyduğu güzel ve umut veren günlerin habercisi olarak,bu iç dizaynı tamamlamakta ısrarcı ve kararlı görünüyor.Hatay siyaseti bu gelişmeler ışığında genel merkez'in planlamasına tersmi düşer uyum içinde mi çalışır? Bunu ilerleyen günlerde karşımıza çıkacak olası sürpriz gelişmelerle sizlere aktarmaya çalışacağım.Cumhuriyet Halk Partisi belli ki olası baskın bir genel ve yerel seçim için kolları sıvayıp sahaya hazır inmek istiyor.