İSTANBUL (AA) - Tarifelerin küresel büyümeyi baskılayacağı ve enflasyonu artıracağı yönündeki endişeler, risk algısını yükselterek piyasalarda satış baskısını artırdı. ABD'nin misillemelere daha sert tarifelerle yanıt vereceğini açıklaması ve Çin'in ek vergi kararı ise ticaret savaşının derinleşeceği yönündeki kaygıları güçlendirdi.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ülkelere, tarifelere misilleme yapmamalarını tavsiye ederken misilleme yapılmaması durumunda daha yüksek gümrük vergisi oranları uygulanmayacağını söyledi.

Söz konusu gelişmelerle artan risk algısının etkisiyle, tahvil piyasalarında alış ağırlıklı bir seyir izlenirken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi Ekim 2024'ten bu yana en düşük seviyesi olan yüzde 3,9150'yi test etti.

Ayrıca, Trump'ın tarifelerinin fiyatları artırabileceğine dair yönündeki soru işaretleri sürerken, Fed Başkanı Jerome Powell'ın yüksek tarifelerin önümüzdeki çeyreklerde enflasyonu yükselteceğini belirtmesi, bu endişeleri teyit etti.

Powell, Trump'ın tarifelerinin beklenenden büyük olduğunu ve enflasyon ile yavaş büyüme riski taşıdığını söyledi.

Öte yandan, Çin, Trump'ın tarifelerine karşılık olarak yüzde 34 oranında ek vergi uygulayacağını ve bazı nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlama getireceğini duyurdu. 4 Nisan itibarıyla samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lütesyum, skandiyum, itriyum ve alaşımlarının yer aldığı 7 nadir metal kategorisi ihracat kontrol listesine alındı.

Çin Ticaret Bakanlığı 27 ABD şirketini ihracat kontrolü veya yasağı listesine ekledi; 16'sı askeri-sivil ikili kullanımı olan ürünler nedeniyle, 11'i ise "güvenilmez varlık" listesi kapsamında yaptırıma uğradı. Bu adımların, Çin'in ulusal güvenliğini koruma ve uluslararası silah yayılmasını önleme yükümlülükleri doğrultusunda atıldığı belirtildi.

Trump ise Çin'in "yanlış oynadığını" söyleyerek politikalarında geri adım atmayacağını açıkladı.

Küresel satış baskısı altını da vurdu

Altın fiyatları, cuma günü yüzde 2'nin üzerinde düşerek haftalık kazancını kaybetti. Ticaret savaşına ilişkin artan endişeler, küresel resesyon beklentilerini güçlendirirken, güvenli liman olarak görülen altın da satış dalgasından etkilendi.

Analistler, altının yüksek likiditeye sahip olması nedeniyle, hisse senedi piyasalarında yaşanan sert düşüşlerin ardından yatırımcıların zararlarını telafi etmek amacıyla altın satmış olabileceğini belirtirken, piyasalarda artan risk ortamlarında marj çağrılarını (margin call) karşılamak için altının sıklıkla satışa konu olduğunu ve bu tür hareketlerin olağan kabul edildiğini kaydetti.

Öte yandan, tüm bu dalgalanmalara rağmen, altın 2025 yılı başından bu yana yüzde 15,3 oranında değer kazandı. Bu yükselişte merkez bankalarının alımları ile jeopolitik ve ekonomik belirsizliklere karşı artan güvenli liman talebi etkili oldu.

Kurumsal tarafta ise geçen hafta HSBC, siyasi ve jeopolitik risklere dikkat çekerek 2025 ve 2026 yılları için altın fiyat tahminlerini sırasıyla ons başına 3 bin 15 ve 2 bin 915 dolara yükseltti. Bankanın aynı dönem için önceki tahminleri 2 bin 687 ve 2 bin 615 dolar seviyesindeydi.

Ayrıca analistler, gümüşteki düşüşe dikkati çekerek gümüşün de jeopolitik risklerden etkilendiğini ancak bu ürünün endüstriyel alanda yoğun bir şekilde kullanıldığı için fiyatlarında satış baskısının söz konusu olduğuna işaret etti.

    Bu gelişmelerin etkisiyle ons bazında fiyatlar, geçen hafta altında yüzde 1,6, platinde yüzde 6,7, gümüşte yüzde 13,4 ve paladyumda yüzde 5,9 azaldı.

    Bakır fiyatlarında rekor düşüş görüldü

    Bazı metaller doğrudan tarifelere dahil edilmemesine karşın, tarife etkileri hissedilirken özellikle Çin'in misillemesi sonrası, ticaret savaşlarının ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyerek baz metallere olan talebi azaltabileceği endişesi, geçen hafta fiyatlarda değer kaybına yol açtı.

    Bu gelişmelerle, bakır fiyatları, Eylül 2011'den bu yana en yüksek haftalık değer kaybını yaşadı.

    Baz metallerde tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 14,1, nikelde yüzde 10,5, çinkoda yüzde 6,8, kurşunda yüzde 5,5 ve alüminyumda yüzde 6,3 azaldı.

    Brent petrol Ağustos 2021'den bu yana ilk kez 65 doların altını gördü

    Geçen hafta petrol fiyatları da Trump'ın tarifeleri, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) açıklamaları ve Çinin misillemeleri nedeniyle değer kaybetti.

    Trump'ın tarifelerinin küresel büyümeyi olumsuz etkileyeceğine yönelik endişelerin yanı sıra, OPEC ve OPEC dışı bazı üretici ülkeler (OPEC+) grubunun kademeli üretim artış kararına sadık kalacağını açıklaması, talep daralmasıyla birlikte arz fazlası endişelerini artırarak fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.

    OPEC+ grubu, 3 Nisan'da yaptığı açıklamada, 1 Nisan itibarıyla günlük 2,2 milyon varillik gönüllü üretim kesintisini kademeli bir şekilde sonlandırarak mayısta günlük 411 bin varillik üretim artışı yapacaklarını bildirdi.

    Züccaciye ürünlerinde indirimlerin sunulacağı Çeyiz Haftası 15 Nisan'da başlayacak Züccaciye ürünlerinde indirimlerin sunulacağı Çeyiz Haftası 15 Nisan'da başlayacak

    Trump'ın tarife adımlarına Çin'den gelen misillemelerin küresel büyüme üzerinde baskı oluşturacağına yönelik endişeler ve petrol arzının artacağına dair haber akışı petrol fiyatlarının Nisan 2021'den bu yana ilk kez 63,85 dolara kadar gerilemesinde etkili oldu.

    Öte yandan, Goldman Sachs, OPEC+'ın arz artışı ve küresel ticaret savaşının resesyona yol açma riski nedeniyle Brent petrol için 2024 ortalama fiyat tahminini yüzde 5,5 düşürerek varil başına 69 dolara çekti. 2026 yılı için ise Brent petrol tahminini yüzde 9 oranında düşürerek 62 dolara indirdi.

    Bu gelişmelerle geçen hafta Brent petrolün varil fiyatı yüzde 9,2 azalırken, New York Ticaret Borsasında işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı da yüzde 6,1 değer kaybetti.

    Çin, tarifeler sonrasında Brezilya'ya yöneliyor

    Tarım emtia fiyatları ise geçtiğimiz hafta açıklanan tarifeler ve misillemelerin etkileriyle karışık seyretti.

    Çin'in mart başında tarım ürünlerine uygulamaya başladığı yüzde 10-15'lik tarifelere ek olarak, ABD'den ithal edilen tüm ürünlere yüzde 34 oranında ek vergi getirmesi emtia piyasalarında baskı yarattı. Söz konusu misilleme, özellikle soya fasulyesi alanında ABD'nin rekabet gücünü zayıflatırken, Çinli alıcıların Brezilya'ya yönelmesine neden oldu.

    Analistler, ABD'nin mısır, soya ve buğday ihracatında küresel ölçekteki hâkimiyetinin tarihinin en zayıf dönemlerinden birini yaşadığını belirtirken, olası yeni yaptırımların devreye girmesi halinde Ukrayna'nın mısır ihracatının ABD ürünlerinin yerini kısmen alabileceğini ifade etti.

    Bu gelişmelerle, geçen hafta Chicago Ticaret Borsasında kile başına fiyatlar soya fasulyesinde yüzde 4,5 ve pirinçte yüzde 3,3 azalırken, buğdayda yüzde 0,3, mısırda yüzde 1,6 arttı.

    Tarifeler kakao ve kahve fiyatları üzerinde de etkili oldu

    Analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın tarifelerinin, dünyanın en büyük çikolata ve kahve tüketicilerinden biri olan ABD'de talebi etkileyebileceğini belirtirken, ülkenin aynı zamanda dünyanın önde gelen şeker ithalatçılarından biri olduğunu ve bu durumun fiyatlar üzerinde etkili olabileceğini kaydetti.

    Bu gelişmelerle ABD'de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange'te libre bazında fiyatlar, şekerde yüzde 0,2, kahvede yüzde 3,2 ve pamukta yüzde 5,3 azaldı. Kakaonun ton başına fiyatı ise arz endişeleriyle haftayı yüzde 5,7 artışla tamamladı.


    Muhabir: Tunahan Kükürt

    Kaynak: AA