ERBIL (AA) - Katliamın tanıkları ve hayatını kaybedenlerin aileleri, Enfal Katliamı'nın 37. yılı dolayısıyla güneydeki Musenna kentindeki katliamla sembolleşen Semave Çölü'ndeki Nugre Selman Cezaevi’ni ziyaret etti.

Katliamın üzerinden geçen yıllara rağmen Nugre Selman Cezaevi’nde yaşamını yitirenlerin yakınları hala ailelerinin mezarlarını arıyor. Katliamın tanıkları ise burada yaşadıklarını unutamıyor.

"Hangi kabrin bana ait olduğunu bilemiyorum"

Enfal Katliamı'nda ailesinden 13 kişiyi kaybeden ve o zaman 3 yaşında olan Dilhoş Osman Şerif, AA muhabirine, kendisine Dilhoş (Mutlu) adını verdiklerini ancak başına gelenler nedeniyle mutluluk yüzü görmediğini dile getirdi.

Katliamda annesini, babasını, kardeşlerini ve amcasını kaybederek kimsesiz büyüyen Dilhoş, ailesinin burada öldürüldüğünü ve mezarlarının bile olmadığını anlattı.

Dilhoş, “Benim ailemin ve akrabalarımın hiçbir günahı yoktu. Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım ve bu günleri görmeseydim. Benim için hayatın bir anlamı yok. Boynu bükük bir şekilde dolanıyorum. Sevdiklerim bir zamanlar vardı ama şimdi kimse yok. Ne yapayım, bilemiyorum.” dedi.

Ailesine dair hiçbir şey hatırlamadığını ve hayatı boyunca hep bir aile sahibi olmak istediğini vurgulayan Dilhoş, "Hangi kabrin bana ait olduğunu bilemiyorum. Odalara baktığımda, bir zamanlar sevdiklerim bu odalardaydı. Her ne kadar seslensem de bana cevap veren yok." ifadelerini kullandı.

"Dışarı çıkardığımızda cesetleri gömüyorduk"

Enfal Katliamı'nda 12 yaşında olan Ali Ebubekir Ömer de ailesiyle birlikte götürüldüğü Nugre Selman Cezaevi'ndeki katliamın tanıklarından biri.

Ömer, katliamın yaşandığı dönemde Nugre Selman Cezaevi’nin bu şekilde olmadığı ve iki kapısı bulunduğunu belirterek burada kendilerine sabah veya öğle sadece bir somun ekmek verildiğini söyledi.

6 ay 18 gün burada kaldığını aktaran Ömer, “Burada hastalık veya açlıktan günde 13 veya 14 kişi ölüyordu. Orada bulunan arabalarla birkaç tanesi dışarı çıkarılıyordu. Dışarı çıkardığımızda cesetleri gömüyorduk. Bazen bazılarını bırakmak zorunda bırakılıyorduk.” diye konuştu.

Katliamda yakınlarını kaybedenler ailelerinin izini sürüyor

Katliamda annesi, 5 kız kardeşi, 3 erkek kardeşi ve annesini kaybeden Fatma Hadi de o zaman 25 yaşında olduğunu ifade ederek “Herkesi götürmüşlerdi, kimsem kalmamıştı. Dayım ve aileleri komple gittiler. Güzel kardeşlerimin toplu mezarlarına gidiyorum ve ağlıyorum. Hangi kabrin onlara ait olduğunu bilmiyorum. Kurbanlardan bir iz de kalmamış." dedi.

Yakınlarının izini süren Hasibe Ali Ahmed ise kız kardeşinin 3 çocuğuyla katliamda hayatını kaybettiğini söyledi.

Ahmed, “Ben akrabalarımdan bir iz bulmak için geliyorum. Burada toprağa verildiklerinden emin olmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Bir başka cezaevi ziyaretçisi Sabiha Ahmed Haydar ise kız kardeşi, annesi, üvey annesi, kardeşinin katliama uğradığını anlatarak “Buraya onlara ait bir iz bulmak için geldim. Biz hiçbir şey istemiyoruz. Sadece hükümet kurbanlarımızın izlerini ve kimliklerini bize bulsun.” diye konuştu.

Enfal Katliamı

Irak'ta Baas rejimi tarafından 1980 ile 1988 arasında gerçekleştirilen ve "Enfal Operasyonları" olarak da bilinen katliamda yaklaşık 182 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Hollanda'da halka "elektrik kullanımını azaltın" çağrısı yapıldı Hollanda'da halka "elektrik kullanımını azaltın" çağrısı yapıldı

Söz konusu operasyonlarda Süleymaniye, Erbil, Kerkük ve Duhok vilayetlerinde bulunan 4 bin 500 köy yakılıp yıkılırken, can güvenliği nedeniyle çok sayıda Iraklı Kürt, Türkiye ve İran gibi komşu ülkelere kaçmak zorunda kalmıştı.

Irak'ta her yıl 14 Nisan'da Enfal Katliamı'nda hayatını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenleniyor.


Muhabir: Bekir Aydoğan,Hemin Othman Mohammed,Emrah Akbulak

Kaynak: AA