Genel

İlklere imza atan Türk akademisyene göre kadınlar, bilime daha fazla dahil olmalı

Cornell Üniversitesinde ziyaretçi araştırmacı olarak görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Hilal Betül Kaya Akkale, kadınların bilime daha fazla dahil olması için erken yaşlardan itibaren kız çocuklarına güçlü bilimsel modeller sunmanın önemine dikkati çekti.

ANKARA (AA) - Lisans eğitimini Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü'nde tamamlayan Kaya Akkale, kadın akademisyen olarak birçok başarıya imza attı.

Kaya Akkale, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ilklere imza atan başarılı Türk akademisyen olarak kariyer yolculuğunu ve akademik çalışmalarını AA muhabirine değerlendirdi.

Ege Üniversitesinde ilk kez 2000 yılında açılan Biyomühendislik Bölümü'nde 2001'de eğitim görmeye başladığını söyleyen Kaya Akkale, "Daha henüz toplumda biyomühendisliğin ne olduğu tam bilinmezken genetik alanını kapsadığı ve aynı zamanda mühendislik alanında da olduğu için bu bölümü tercih ettim ve kazandım." dedi.

Kaya Akkale, biyomühendisliğin en temel tanımıyla, "mühendislik ilkelerinin biyolojik sistemlerin tasarımı ve geliştirilmesinde uygulandığı bilim dalı" olduğunu belirterek, "Diğer mühendisliklerden farklı olarak, genetik, çevre, enerji, gıda, tarım ve tıp gibi çok geniş bir yelpazeyi kapsayan multidisipliner bir alandır." ifadesini kullandı.

Bölümde eğitimine devam ederken farklı alanlarda bilgi sahibi olma fırsatını yakaladığını vurgulayan Kaya Akkale, bu sürecin sonunda ilgisini çeken bir alanda kendini geliştirme gereği duyarak bitki genetiği alanında yüksek lisans eğitimine başladığını belirtti.

Kaya Akkale, yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra doktora sürecine başladığını söyleyerek, "Doktora sırasında alanımla ilgili İtalya ve Danimarka'da kısa süreli araştırma laboratuvarlarında deneyim kazandım." dedi.

Doktora çalışmalarının önemli bir bölümünü Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bursunu kazanarak bir yıl süreyle gittiği New York'taki Cornell Üniversitesinde gerçekleştirdiğini belirten Kaya Akkale, bu sürecin ardından Türkiye'ye dönerek Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü'nde doktora derecesini aldığını anlattı.

Biyomühendislik Bölümü'nde ilk öğretim üyesi

Doktora sürecinin sonunda akademik kadro arayışının devam ettiğini ancak zorlu bir süreç olsa da bilim ve akademisyenlik dışında başka bir seçeneği hiç düşünmediğini söyleyen Kaya Akkale, "Uzun başvurular ve beklemeler sonucunda Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü'ne ilk biyomühendislik öğretim üyesi olarak atandım." dedi.

Dünyada CRISPR gibi genler üzerinde düzenleme ve değişim yapılmasını sağlayan teknolojilerin gündem olmaya başladığını ifade eden Kaya Akkale, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kısacası insan, hayvan ve bitki genomlarında istenilen değişikliği yapmamızı sağlayan bu Nobel ödüllü yeni teknik çok ilgimi çekti ve bitkilerde genom düzenleme alanında kendimi geliştirmek istedim. Bu süreçte üniversitemde henüz laboratuvar imkanları sınırlıydı çünkü bölümümüz yeni kurulmuştu. İlk projemi üniversitemin desteğiyle aldım ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü'nde ilk moleküler genetik laboratuvarını kurdum." diye konuştu.

Kaya Akkale, ilgi duyduğu ve yakından takip ettiği genom düzenleme çalışmalarını yerinde öğrenip Türkiye'de öğrenciler yetiştirebilmek ve bitkilerde uygulayarak tarımsal üretime katkı sağlamak amacıyla bu alanın duayenlerinden Prof. Dr. Adam Bogdanove ile çalışmaya başladığını söyleyerek, "Yeniden çok sevdiğim Cornell Üniversitesine bir yıl süreyle doktora sonrası araştırmacı olarak döndüm. Burada farklı üniversitelerden birçok öncü akademisyenin yer aldığı ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF) destekli projede çalışarak CRISPR aracılığıyla genom düzenlemeyi çeltik bitkisini geliştirmek amacıyla kullandık." dedi.

Cornell Üniversitesinde ziyaretçi araştırmacı olarak uluslararası projenin yürütücülerden olduğunu belirten Kaya Akkale, araştırmalarına ilişkin şunları söyledi:

"Kısacası, asma bitkisinde önemli oranda verim kaybına sebep olan külleme hastalığına karşı genom düzenleme yöntemlerini kullanarak çözüm bulmaya çalışıyoruz. Eğer projemizde istediğimiz sonuçları elde edebilirsek asmalarda hem çevre hem de insan sağlığını tehdit eden yoğun pestisit kullanımı yerine, hastalığa dayanıklı çeşitleri kullanarak pestisit kullanımını azaltmayı ya da tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Umuyorum ki güzel sonuçlar elde edip bilim dünyasında bu alanda çalışan araştırmacılara ve bağcılık sektörüne önemli katkılar sağlayacağız." diye konuştu.

"Zorlukları aşarken en önemli şey, her zaman işime odaklanmak oldu"

Biyomühendisliğin, diğer mühendisliklere kıyasla kadınların daha fazla bulunduğu alan olduğunun altını çizen Kaya Akkale, "Bu yüzden, kadın popülasyonunun fazla olduğu bir ortamda lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimimi tamamladım ve bu sebeple kadın olmamdan kaynaklı doğrudan bir engelle karşılaşmadım ancak akademik dünyada her şeyin her zaman adaletli olduğunu ve sadece gerçekten hak edenlerin başarıya ulaştığını düşünmek de gerçekçi bir yaklaşım değil." ifadelerini kullandı.

Kaya Akkale, kariyer sürecinde birçok zorlukla karşılaştığını belirterek, "Bu zorlukları aşarken en önemli şey, kendime güvenmek ve her zaman işime odaklanmak oldu. Kadın olmanın, bilim dünyasında bir engel teşkil etmediğini ve aksine farklı bakış açılarıyla katkı sağlayabileceğimizi kendime hatırlatarak yoluma devam ettim." dedi.

Akademik ve bilimsel dünyada kadınların karşılaştığı en büyük zorlukların zaman yönetimi ve toplumsal cinsiyetle ilgili beklentilerle bağlantılı olduğunu belirten Kaya Akkale, "Bu, sadece bizim toplumumuzda değil birçok toplumda da maalesef benzer şekilde yaşanıyor. Kadınların ev içi sorumlulukları genellikle çok daha fazla ve bilim insanlarının çalışma saatleri oldukça esnektir. Bu durumda kadınlardan aile içi sorumlulukları da bekleniyor ve bu dengeyi kurmak oldukça zor olabiliyor." diye konuştu.

Kaya Akkale, kadınların bilime daha fazla dahil olması için erken yaşlardan itibaren kız çocuklarına güçlü bilimsel modeller sunmanın önemine dikkati çekerek, "Okullarda bilim ve teknoloji alanlarındaki başarılar, cinsiyet ayrımcılığı yapılmadan tüm öğrencilere eşit şekilde tanıtılmalı." ifadesini kullandı.

"Her başarısızlık bir öğrenme fırsatı"

Gençlere tavsiyelerde bulunan Kaya Akkale, bilimsel merak ve araştırma isteğinin, bilim insanı olmanın en temel motivasyon kaynağını oluşturduğunu belirterek, "Bu yüzden, bir konuda derinlemesine bilgi edinme ve sorgulama isteğinin her zaman canlı tutulması lazım. Bilim, sorular sormak ve yanıtlar aramakla başlar, bu yüzden merakınızı takip edin ve sizi heyecanlandıran konularda derinleşin." dedi.

Kaya Akkale, sabır ve azmin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bilimsel süreçler, genellikle uzun ve zorlu olabilir ancak pes etmemeniz gerekir. Araştırmalar, bazen başarısız olabilir ama her başarısızlık bir öğrenme fırsatıdır." diye konuştu.

Sürekli gelişime açık olmak gerektiğinin altını çizen Kaya Akkale, "Yeni fikirler öğrenmek, farklı bakış açılarına sahip insanlarla çalışmak ve farklı disiplinlerden beslenmek, bilimsel düşüncenizi zenginleştirir." ifadesini kullandı.

Kaya Akkale, kariyer sürecinde en büyük motivasyonunun sevdiği işi yapmak ve bilim dünyasına katkı sağlamak olduğunu belirterek, "Çalışmalarımın yayına dönüşmesi ve tüm dünyaya ulaşması, hiç tanımadığım bir bilim insanının benim çalışmamdan faydalanarak kendi araştırmalarına katkıda bulunması, bilim adına bir ilerleme kaydedilmesi, gerçekten paha biçilemez bir duygu." dedi.

Kendisine ilham veren birçok kadın bilim insanının bulunduğunu dile getiren Kaya Akkale, şunları söyledi:

"Ülkemizde adı çok bilinmeyen Barbara McClintock, benim için önemli bir ilham kaynağıdır. Mısır genetiği üzerine yaptığı araştırmalarla, DNA'nın hareket edebilen bölümleri olan transpozonları keşfetmiş ve bu buluşu, onu 1983 Nobel Ödülü'ne taşımıştır ancak bulguları dönemin çoğunluğu erkek olan bilim insanları tarafından önce reddedilmiş, yıllar sonra teknolojinin gelişmesiyle doğruluğu kabul edilmiştir. McClintock'un bilimsel yolculuğu, kadınların bilim dünyasında kabul görmekte ne kadar zorlanabileceğini gözler önüne seriyor."

Kaya Akkale, doktora sürecinde bilim dünyasını özellikle çocuklara ve gençlere sevdirmek amacıyla düzenlenen bilim ve eğlence gecelerinden birine "Marie Curie" olarak katıldığını ifade ederek, "Onun gibi giyinip birçok çocuğa ve gence yaptığı bilimsel çalışmaları anlatmak, oldukça büyüleyici bir deneyim olmuştu." dedi.


Muhabir: Büşranur Keskinkılıç