Genel

Trump, ilk 100 gününde ticaret savaşlarını kazanma, Rusya-Ukrayna ve Gazze ateşkesi gibi hedeflerine ulaşamadı

ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık görevine gelmesinden sonraki 100 günde ticaret savaşlarını kazanma, Rusya-Ukrayna Savaşı için ateşkes çalışmaları, Gazzelileri "tehcir planı" gibi hedeflerine ulaşamadı.

ANKARA (AA) - Trump, 20 Ocak'ta yemin ederek göreve başlamasının ardından geçen 100 günde iç ve dış politikada çeşitli adımlar attı.

  • ABD'lilerin yüzde 55'i, Trump'ın başkanlıktaki ilk 100 gününden memnun değil

Sınır güvenliğini artırmaya ve ülkedeki düzensiz göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik sert adımlar atan Trump, Gazze için ortaya attığı "tehcir planıyla" öfke uyandırdı.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırma girişiminde bulunan ve İran'la yürütülen nükleer müzakerelerinde daha sert tutum benimseyen Trump, Çin ile karşılıklı tarife gerilimiyle gündemden düşmedi.

Öte yandan, Trump'ın "Amerika'yı Yeniden Harika Yapalım" hedefleri kapsamında imzaladığı kararnameye karşı açılan davalarda, federal yargıçlar 100'ü aşkın hükümle birçok kararın uygulanmasını durdurdu.

AA muhabiri, Trump'ın, 2. dönem başkanlığının ilk 100 gününde imzaladığı kararnameleri, kamuoyunda tartışmalara yol açan kararlarını ve dış politikadaki girişimlerini derledi.

Rusya-Ukrayna Savaşı

Birçok kez kendi başkanlığı altında Rusya-Ukrayna Savaşı'nın asla başlamamış olacağını savunan Trump, 2. dönemine "savaşı sonlandırma" odağıyla başladı.

Trump, Rusya ve Ukrayna liderleriyle görüşmelerle barış konuşmalarının temelini atmasının ardından, iki ülke arasındaki barış sürecinin şu ana dek sorunsuz ilerlediğini savunarak anlaşmanın "derhal" imzalanması gerektiğini söyledi.

Ukrayna'nın NATO'ya katılma isteğinden ve Kırım'ın yasa dışı ilhakının tanınmadığı yönündeki söylemlerinden vazgeçmesi gerektiğini belirten Trump, 28 Şubat'ta Oval Ofis'te Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile kameralar önünde tartıştı.

Ardından iki liderin ortak basın toplantısı iptal edilirken, güvenlik garantisi karşılığı Ukrayna'daki nadir toprak elementlerinin gelirinin paylaşılmasını öngören anlaşma da imzalanmadı.

Trump'ın isteklerine, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de temkinli bir politikayla yanıt verdi.

Gümrük tarifeleri ve Çin'le yaşanan gerilim

Trump, yurt içi üretimi artırma, fiyatları düşürme hedefiyle temel tarife oranı yüzde 10 olacak şekilde, ticaret yapılan ülkelere karşılıklı tarifeler uygulayacağını duyurdu.

Çin, buna ABD'ye aynı oranda gümrük vergisiyle karşılık verdi. Diğer ülkelere getirdiği ek tarifeleri 90 gün erteleyen Washington yönetimi, Çin ile tarife restleşmesi sonunda Pekin'e uyguladığı gümrük tarifesini yüzde 145'e çıkardı. Pekin de ABD'ye uyguladığı vergileri yüzde 125'e yükseltti.

Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in kendisini konuyu görüşmek üzere aradığını söylese de Çinli yetkililer, bunu yalanladı.

Gazze için "tehcir planı"

ABD'nin Gazze Şeridi'ni "devralacağını" ve buraya "sahip olacağını" söyleyen Trump, Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu.

Filistinlilerin Gazze'den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını iddia eden Trump, "Gazze'yi, Orta Doğu'nun Rivierası'na dönüştürmeyi istediğini" belirtti.

ABD yönetiminin, Filistinlilere yönelik soykırımı süren Binyamin Netahyanu hükümetine ateşkes ve takas anlaşması için yaptığı bazı telkinlerden sonuç çıkmadı.

Trump'ın işbaşına gelmesiyle İsrail'in Gazze'de ateşkesi kabul edeceği şeklindeki bazı beklentiler de böylece boşa çıktı.

İran'la yürütülen müzakereler

"İran'a maksimum baskı" politikasını yeniden hayata geçirecek başkanlık kararnamesini imzalayan Trump, bu ülkenin nükleer silahlara sahip olmaması gerektiğini ifade etti.

Trump ile İran lideri Ayetullah Ali Hamaney arasında İran ile doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunulan mektup trafiğinin ardından taraflar Umman'da 12 Nisan'da dolaylı görüşmeler yaptı.

19 Nisan'da da İtalya'nın başkenti Roma'da görüşülmesinin ardından, üçüncü tur müzakereler 26 Nisan'da Umman'ın başkenti Maskat'ta yapıldı.

ABD ve İran tarafları, müzakerelerin seyrini olumlu ve yapıcı olarak nitelerken halledilmesi gereken çok fazla iş olduğunu bildirdi.

Suriye'den çekilme

Trump'ın, tekrar başkan seçildikten sonra Aralık 2024'te Suriye hakkında yaptığı ilk açıklamada Suriye'nin ülkesinin sorunu olmadığını belirtmesi, akıllara ABD askerlerinin bu ülkeden çekilip çekilmeyeceği sorusunu getirdi.

Bu bağlamda, ABD'nin Suriye'nin kuzeyindeki 8 askeri üssünden 3'ünü kapatarak yüzlerce askerini geri çekmeye başladığını öne sürüldü. ABD Savunma Bakanlığı, Suriye'deki asker sayısının yakın zamanda 1000'in altına düşürüleceğini açıkladı. Ancak 3 küçük konuşlanma noktasının boşaltılması dışında bir hareket olmadı.

Trump yönetimi, ABD'li tutuklular, yabancı savaşçılar ve kimyasal silahlar dahil bazı konularda adım atması halinde, ABD'nin Suriye'ye yaptırımlarını hafifletebileceğini bildirdi.

ABD yönetimi, İsrail'in Suriye topraklarını işgaline de sessiz kaldı.

Trump'ın Kanada, Grönland ve Panama Kanalı'na sahip olma arzusu

Trump'ın başkan olduktan sonra Kanada'ya karşı "ticaret savaşı" başlatması, ülkenin, 51. eyalet olması gerektiğini defalarca dile getirmesi ve dönemin Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya "vali" diye hitap etmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açtı.

Trudeau'nun istifasının ardından görevi devralan Mark Carney, ülkesinin "asla ABD'nin bir parçası olmayacağını" vurguladı.

Kanada gibi Grönland'ı ve Panama Kanalı'nı da gözüne kestiren Trump, adayı ve kanalı elde etmek istediğini defalarca dile getirdi.

Trump, uluslararası güvenliğin sağlanması için "Grönland'a sahip olmaları gerektiğini" söyleyerek, burada Çin ve Rus gemilerinin varlığından rahatsızlık duyduğunu ifade etti.

Öte yandan, Trump, "Panama Kanalı'nı geri alma" konusunda ısrarcılığını sürdürerek, "Çin Panama Kanalı'nı işletiyor. Biz onu Çin'e vermedik, Panama'ya vermiştik ve geri alıyoruz." dedi.

Her ne kadar Trump'ın "Çin Panama Kanalı'nı işletiyor" iddiasının somut bir gerçekliği olmasa da Çin'in Panama'da büyük çaplı yatırımları olduğu ve ülkenin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kestiği biliniyor.

AB ve NATO gerilimi

Trump, göreve geldikten sonra Avrupalı müttefiklerinin kendi savunmaları için daha fazla sorumluluk almaları istediğini birçok kez ifade etti.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de Brüksel'e yaptığı ilk yurt dışı seyahatinde, ABD'nin güney sınırını güvence altına almaya ve Çin'e karşı koymaya odaklanacağını kaydetti.

Öte yandan, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'ın, Avrupa'da en çok endişelendiği tehdidin dış değil iç kaynaklı olduğu ve ifade özgürlüğünün gerilediğine yönelik açıklamaları da Avrupa Birliği'nin (AB) ve Avrupalı liderlerin tepkisine yol açtı.

Ayrıca Trump'ın "AB ile 350 milyar dolarlık bir açığımız var ve bu hızla ortadan kalkacak." açıklaması ve tarifeleri gerilimi artırdı.

Trump, kampüslerdeki Filistin'e destek gösterileri nedeniyle üniversiteleri hedef aldı

ABD Başkanı Trump, 30 Ocak'ta Filistin'e destek gösterilerine katılan öğrencilerin sınır dışı edilebilmesine kapı aralayan "antisemitizmle mücadele" temalı başkanlık kararnamesine imza attı.

Bu politikalar kapsamında Filistin destekçisi kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonları dondurma tehdidinde bulunuldu.

Trump'ın "demokrasiye bir tehdit" diye nitelendirdiği Harvard başta olmak üzere çeşitli üniversitelerin fonlarını hedef alması ve ABD Başkanı'nın "üniversitede reform" talepleri tansiyonu yükseltti.

Columbia Üniversitesi protestolarına öncülük eden, aynı üniversitenin yüksek lisans öğrencisi ve "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" Filistinli aktivist Mahmud Halil, 8 Mart'ta eşiyle evine giderken bina girişinde gözaltına alındı.

ABD'de doktora eğitimi gören Türk öğrenci Rümeysa Öztürk de 25 Mart akşamı iftara gitmek için Massachusetts'teki evinden çıktığı anda sivil Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlileri tarafından gözaltına alındı.

Tartışmalı göç politikaları

Seçim kampanyası sürecinde sınırdaki düzensiz göçmen akışını sert tedbirlerle bitirmeyi hedefleyen Trump, göreve başladığı gün, eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde getirilen, yasal yollarla göç etme imkanı tanıyan "CBP One" adlı uygulamayı kaldırdı.

Trump, ülkeye düzensiz giren "suçlu göçmenlerin" gözetim altında tutulması için Guantanamo Körfezi'nde 30 bin kişinin kalacağı tesisin hazırlanması talimatını verdi.

İmzaladığı başkanlık kararnamesiyle ABD-Meksika sınırına ilave 1500 asker gönderme talimatı veren Trump, düzensiz göçmenlerle mücadele kapsamında "yabancı terör örgütü" ile bağlantılı göçmenlerin sınır dışı edilmelerini hızlandırmak için daha önce sadece savaş dönemlerinde kullanılan "Yabancı Düşmanlar Yasası" yetkisini devreye soktu.

Trump, Venezuela çetesiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla yüzlerce düzensiz göçmeni sınır dışı ederek El Salvador'a gönderdi.

Federal hükümeti yapılandırmak için atılan adımlar öfkeyi körükledi

Trump, "federal israfı engelleme" hedefiyle, milyarder iş insanı Elon Musk'ın kıdemli danışmanlık yaptığı Hükümet Verimliliği Departmanını (DOGE) kurma talimatı verdi.

Ardından, ABD Dışişleri Bakanlığı 27 Ocak'ta Bakanlık ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen tüm dış yardımların durdurulduğunu açıkladı. Federal mahkeme bu adımı engelledi.

Öte yandan, birçok federal çalışanın işten çıkarılması, bu süreçte DOGE'nin kişisel ve gizli verilere erişmesi nedeniyle açılan davalar da gerilimi artırdı.

Trump, ayrıca Biden döneminde getirilen "çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık" (DEI) uygulamalarını kaldırmaya yönelik başkanlık kararnamesini de imzaladı.

"Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam."

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'deki rolünün önemini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu vurgulayan Trump, "Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Basının, Erdoğan'ı sevmeme kızdığını biliyorum ama ben seviyorum, o da beni seviyor ve hiçbir sorunumuz olmadı." ifadelerini kullandı.

Trump, "Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam. (Suriye'de) Başka kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Hakkını vermek lazım." dedi.

Netanyahu'nun "Suriye'de Türkiye ile sorunları olduğu" yönündeki ifadelerine de cevap veren Trump, "(Suriye konusunda) Türkiye ile yaşadığınız her sorunu çözebileceğimi düşünüyorum. (Netanyahu'yu işaret ederek) Siz makul olduğunuz sürece; bu konuda siz de biz de makul olmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Trump'ın Netanyahu'ya söyledikleri özellikle İsrail kamuoyunda soğuk duş etkisi yaptı.

Trump, tüm ülkelere uyguladığı tarifelerde de Türkiye'yi, en düşük oran olan yüzde 10'luk ek tarifelere tabi tutacağını açıkladı.

Öte yandan, Amerikan Fox News kanalı, Trump'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 16 Mart'taki telefon görüşmesinin ardından Türkiye'ye yeniden F-35 satışına sıcak baktığını yazdı.

Söz konusu uçakların Türkiye'ye satılabilmesi için ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımlarını kaldırması gerekeceği belirtilen habere göre, Trump, ekibinden, "Türkiye'nin CAATSA yaptırımlarından nasıl kaçınabileceğine" ilişkin bir çalışma yapmalarını istedi.

Ayrıca, Halkbank'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, 27 Mart 2020'de ABD'de Banka aleyhine açılan tazminat talepli birinci hukuk davasının (Owens davası) nihai olarak düştüğü bildirildi.


Muhabir: Zeynep Katre Oran,Aynur Şeyma Asan