HBB son dönemlerde çok ciddi ataklar yaparak birbirinden önemli konularla PR çalışmasını bir hayli dikkat çeken noktaya taşıdı.En önemli çalışmalardan biri de millî gelirden düşen payını yükseltmek için Hatay’ın dördüncü teşvik bölgesinden beşinci teşvik bölgesine alınması adına“Hatay Hakkını istiyor“kampanyasıyla oldukça ses getiren çabasıydı.TÜİK verilerine göre Hatay%17.70’lik işsizlik oranı ile Türkiye’de 76.Sırada yer alıyor.Bu kampanyanın en önemli çalışmasını yürüten Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr Lütfü Savaş şu açıklamayla dikkat çekmişti.“Yüzde 42,8 ile en düşük işgücüne katılma oranı ile Osmaniye ve Kahramanmaraş illeriyle aynı grupta yer almamıza rağmen onlar 5.teşvik bölgesinde Hatay 4.teşvik bölgesinde olması nedeniyle daha az teşvik alıyor.Geçmek istediğimiz 5. Teşvik bölgesi ile şehrimizin ekonomisi bir nebze olsun rahat nefes alacak.Bu da her yıl 10 milyar dolar yatırım demek.Yaklaşık 12 bin kişiye iş imkânı demek.İşsizliğin yüzde 2 azalması demek.Hane halkının gelirinin yüzde 20 artması demek.İşte tam da bunun için bu imza kampanyamız ile sesimizi devlet büyüklerimize duyurmak istiyoruz.Açıklamaya bakıldığı zaman elbette desteklenmesi gereken bir kampanyaydı ve hemen hemen memleketini seven düşünen her vatandaş kampanyaya duyarlılıkla imza vermişti.İnsanlar Lütfü Savaş’ın milliyetçi çizgisini ve özellikle memleket sevdasını sahiplenmişti.Peki,Başkan Savaş’ın devlet büyüklerimizden beklediği hassasiyeti HBB gücü oranında memleketinin geçim sıkıntısını çeken esnafına,çiftçisine,işçisine,işsizine gösterebildi mi? O pencereden bakalım!Başkan Savaş’ın CHP’de siyaset yapmaya başladığı günden bugüne dek dikkat çeken en önemli özelliğinden biri de çoğunluğu temsil eden CHP’lileri memnun edemeyişi.Konuyu biraz daha açmaya çalışacağım.Başkan Savaş’ın etrafını etten duvarla örmüş olan mutlu azınlık için Başkan Savaş asla vazgeçilmemesi gereken bir siyaset adamıdır.Neden?Çünkü o mutlu azınlık Başkan Savaş’la CHP üzerinden son derece memnun vaziyette bağlarını düğümlemiş.Tabi bu mutlu azınlık arasında kimler yok ki?Bazı,iş insanları,yerel siyasetçiler,genel siyasetçiler,hatta kimi üst düzey siyasetçilerle CHP’de ve halkta karşılığı yetersiz isimler.Bugün özellikle Samandağ bölgesinden aldığım üzücü yoğun telefonlardan sonra konuyu araştırıp işlemeye karar verdim.Samandağ’da fidan yetiştiriciliği yapan çiftçiler değim yerindeyse adeta sırtından vurulduğunu ifade ediyor.Son zamanlarda Başkan Savaş’ın gittiği her yerde elinde zeytin fidanı dağıtımı yaptığına sosyal medyadan başta olmaz üzere çoğumuz tanık olmuşuzdur.Elbette Başkan Savaş’ın insanlara fidan dağıtması inanıyorum ki doğa sevgisi ve hassasiyetinden dolayı son derece anlamlıdır.Şimdi gelelim asıl soruya! Hatay işsizlik sıralamasında 76.Sıradayken özellikle kaliteli fidan yetiştiriciliği konusunda Samandağ ve Altınöz bölgesinde bu işi Türkiye geneline yapan onca insanımız varken Başkan Savaş’ın o bölge insanı başta olmak üzere bu tür üretimleri yapan Hatay’ın her hangi bir bölgesinde üreticilerin hangi ciddi kalkınma planına öncü oldu?Hatay Büyükşehir Belediyesi geçen haftalara dört ayrı bölümde gerçekleşen 600 bine yakın zeytin fidanı ihalesini yaptı mı?Yaptıysa hangi firma hangi şartname ve sertifika koşuluyla aldı?İhaleyi alan firmada şartname gereği maddede geçen sertifika kaç firmada mevcuttur?Başkan Savaş’ın ihaleyi alan firmayla yakın siyasi bir bağlantısı var mıdır?İhaleyi yasal şartlarda alan firma Büyükşehir’e tedarik ettiği fidanları Başkan Savaş’ın memleket sevdasına olan düşkünlüğü göz önünde tutarak mı almıştır?Kazanç bizim olsun da fidanlar hangi ilin esnafını işçisini üreticisini kalkındırırsa kalkındırsın bilinciyle mi alınmıştır?HBB bu ihale vesilesiyle ihaleyi alan firmaya toplamda ne kadar ödeme yapmıştır ya da yapacaktır?Bu sorular belki de birilerini rahatsız edecektir farkındayım.Lakin bugün yoklukla ve zorlukla boğuşan memleket insanı kuruş hesabı yapan işçisi,köylüsüyle,esnafı,genciyle,işsizi iş insanıyla bir bütün halinde binlerce ailenin kursağından alınmış hakkı başkalarına yedirmek kadar rahatsız edici olmayacaktır.Ben bu toplumu çok iyi tanıdığımı düşünüyorum.Bu toplumun kendi içinde telepatik iletişimi olduğunu hep düşünmüşümdür.Bu memleket tek lafla adam sever tek lafla adam çizer.Bunu da hiç konuşmadan Erzin’deki ile aynı anda Samandağ’daki insan aynı anda yapar.Bu memleket yandaşlık politikasından beslenenlere değil,bu memleketin dilinden anlayan memleket sevdalılarıyla birbirine sarıldığında açılan yaralar kapanır.Konunun takipçisi olarak kamuoyu adına yetkililerden bir açıklama bekliyorum.